Fobi Nedir?
Fobi kelimesi, Yunanca Phobos kelimesinden gelir. Phobos, Yunan mitolojisinde dehşet tanrısının adıdır.Fobi;normalde korku oluşturmayacak bir objeye, aktiviteye veya duruma karşı aşırı korku duyma ve kaçınma davranışında bulunma halidir.Kişi tarafından bu korkuların aşırı ve anlamsız olduğu bilinir ama kişi bunları engelleyemez.Mantıksal düşünmek fobide pek işe yaramaz.Çünkü fobi mantıktan daha ziyade duygularımızla ilgili bir durumdur. Korku ne işe yarar? Her canlı, birey olarak varlığını tehdit eden ya da tehdit riski taşıyan obje,nesne,varlık ve durumlardan içgüdüsel olarak kaçınır.Kaçınmanın temel sebebi organizmayı korumak ve organizmanın hayatını devam ettirmesini sağlamaktır. İnsan bilincinde bu kaçınma, korku olarak algılanmaktadır. Korku bu haliyle, kişinin varlığını, yaşamını sürdürmesine hizmet eden savunma sistemlerinin bir ön¬uyarı mekanizmasıdır ve yaşamın sürdürülebilmesi için gereklidir. Aslında normal dozdaki korku ve diğer duygular faydalıdır. Korkunun beyinde ilk şekil aldığı yer amigdaladır.Yapılan bir araştırmada maymunların amigdalası çıkarılmış.Normal şartlarda kobra yılanından çok korkan ve yanına yaklaşmayan bu deney maymunları, amigdalaları çıkarıldıktan sonra kobraları ellerine alıp oynamaya başlamışlar.Günlük hayatta maymunlar yılanlarla bu kadar yakın olsalardı nesilleri çoktan biterdi.Şimdi korku duygusuna sahip olmadığımızı düşünelim.İlerden bir kamyon üzerimize geliyor. ¬Gel güzel kamyon gel? Üzerimden geç? Beni ez, diyebilirdik. Ama normal şartlar altında korku duygusu bizi koruduğu için üzerimize gelen bir kamyonu gördüğümüzde hemen kenara çekilip canımızı kurtarıyoruz. Her insan şu ya da bu ölçüde yılandan korkar. Bir tehlike kaynağı olabilecek yılandan korkmak normal ve gereklidir. Bir yılandan gelebilecek tehlike için gereken önlemleri alarak bu korkunun üstesinden gelebilmek, böylece bir yılanla fiziksel ya da duygusal temas kurabilmek düzeyinde tutulabilen yılan korkusu, hastalıklı bir durum olarak kabul edilemez. Çünkü bu haliyle, kişinin kontrolünden çıkmış, onun iradesine hükmeden, sonuçta günlük yaşamını olumsuz yönde etkileyen bir duygusal durum değildir. Korkunun, 'kontrolden çıkması', yaşamın sürdürülmesi için gerekli olan bir ön uyarı sistemiyle uyum sağlanamaması anlamındadır. Kişi, o korkunun, onu kaçınmaya zorladığı durumlardan kaçınmayı sağlayamaz ya da bu kaçınma, onu duygusal olarak rahatlatmaz. Yine endişe ve korku içindedir ve bu kaygı,stres onun günlük yaşamını istediği tarzda sürdürmesine imkan vermez. Onun, sanki kendi dışında işleyen bir mekanizma gibi, kendi iradesine hükmeden bir dış güç gibi işlev görür. Bu haliyle, yaşama hizmet eden korku, yaşama karşı olan fobiye dönüşür. Bir bayan vakamız kurbağadan korkuyordu. İlkbaharda evden dışarı çıkamıyordu.Çünkü o mevsimde kurbağalar yaşadığı çevrede bulunabiliyordu. Kurbağayı gördüğü zamanda yürüyemiyor ve sürekli ağlıyordu. Watsonun öğrenme teorisinde fobilerin şartlandırılmış refleks davranışlar sonucu oluştuğu ileri sürülür. Bu teoriye göre daha önce kaygı uyandırmayan bir uyaran kaygılı bir uyaranla bir araya geldiğinde öğrenme yolu ile kaygı uyandıran bir uyaran haline gelmektedir. Örneğin asansör korkusu olmayan bir kişi, elektrik kesintisi ile asansörde mahsur kalma sonucunda asansör korkusu geliştirebilir. Bu olay öncesinde rahatlıkla asansöre binebilirken asansöre binemez hale gelebilir veya asansöre bindiğinde aşırı kaygı duyma görülebilir. Freud'a göre fobiler bilinç dışı çatışmalarla ilgilidir ve ödipal kompleks ile ilişkisi vardır. Bastırılmış, bilinç dışına itilmiş bazı korkular yer değiştirerek normalde kaygı yaratmayacak bir nesne veya duruma yöneltilir. Bu şekilde fobiler gelişir. Yapılan araştırmalarda sürekli strese maruz kalan çocuklarda yaşamın ileri dönemlerinde yaygın fobik davranışlar görülebilmektedir. Sürekli stres yaratan nedenler arasında erken yaşta anne veya babanın kaybı, anne veya babadan ayrılma, şiddete maruz kalma sayılabilir. Bazı bedensel hastalıklar, nörolojik ve psikiyatrik hastalıklarda fobik semptomlar görülebilir. Fobiler toplumda sık görülür. Toplumumuzda % 10 oranında fobik olduğu araştırmalara yansımıştır ama bunun % 25 olduğu tahmin ediliyor. Fobiler görülme sıklığı açısından psikolojik sorunlar arasında 3.sıradadır. Fobik durumla karşılaşıldığında; terleme, çarpıntı, yüz kızarması, ağız kuruluğu, titreme, bulanık görme, nefes darlığı, yutkunma güçlüğü gibi fizyolojik belirtiler ortaya çıkabilir.